• Lades – Nazım Hikmet

    Lades – Nazım Hikmet

    Nazım Hikmet’in 26 Ağustos 1920 tarihli Ümit dergisinde yayımlanan Lades adlı şiiri: Lades  Lades tutuşalım seninle diyeDün gece yalvardım şen sevgiliyeİmalı bir eda verip sesine,Sevgili dedi ki: – Söyle nesine ?.”Dedim: – Aldatırsam eğer ben seni, Bir kere öpeyim beyaz enseni; Aldanırsam üç gün yüzüme bakma! Saçını önümde çözüp bırakma!..” Görelim yenecek diye kim kimi, Güldü, kabul etti bu teklifimi. Artık her sözümden bir hile seçti.. Dakikalar geçti… Saatler geçti… Ne onu aldattım, ne de aldandım, Bu böyle seneler sürecek sandım… Onun dalgınlığı benden de derin, Eski bir şark işi ipek minderin Bir ucunda kendi, bir ucunda ben, Gözlerimiz yerde düşünüyorken Ne hile bulalım diye yarın, Birden o saçını omuzlarına Tel, tel dağıtarak, karşımda durdu. Sonra dizlerime düşüp oturdu, Dedi ki: “Yakınlaş! Yakınlaş! Eğil!” Artık ben ladesi cezayı değil Bütün…

  • Merd-i Garip

    Ahmet Rasim Bey’in 25 Aralık 1918 tarihli Yeni Gün gazetesinde yayımlanan Merd-i Garip adlı hikayesi: Merd-i Garip Oldukça hatırı sayılır erbab-ı işretten, fakat sevilir takımından bir merd-i garib var idi.  Bir gün Bağlarbaşı tarafına çıkar, çakar. Akşama doğru bir de yüz dirhemlik alır. Karacaahmet mezarlığı bu mudur? Diyerek yürür. Mezarlığın, kendisince münasip gördüğü bir mahallinde durarak elindeki yüz dirhemliği de içer. Sızmak istidadı rû-nümâ olunca zaten evvelce tasladığı bir yanı açık, üstü kapalı bir lâhdin içine göçer, yatar.  Dem, suyunu çekip de yakaza başlayınca kulağına birtakım sesler gelir. Gözlerini açar, bakar, görür ki fevk-i firaşında şehrâyîn icra ediliyor. Mumlar dikilmiş, meclis kurulmuş, iki telli bir sazın hava-yı murakkası ile birkaç…

  • Feleğin Konferansları: Bayram!

    14 Aralık 1936 tarihli Tan gazetesinde yayımlanan “Feleğin Konferansları – Bayram” başlıklı Burhan Felek’in yazısı: “Baylar, bayanlar; – Umarım ki, hepiniz mübarek Ramazan’ı duymadan geçirmişsinizdir. Sesler: – Evet, çok şükür! – Tamam. Bugün Ramazan’ın son günü olduğu için size artık bayramdan bahsedeceğim: Malum ola ki, Ramazan bazen yirmi dokuz ve bazen otuzdur. Belki otuzu hiç geçmez. Bir erkek sesi: – Kadın yaşı gibi desenize! Diğer bir erkek sesi: – Hariçten gazel yasaktır. Felek: – Hiç bir müctehit Ramazan’ı 28 güne indirememiştir. Başkaları Ramazan’ı bir açlık ayı zannederler. Geçenlerde elime geçen bir İngiliz gazetesi “açlık getiren ay” diyordu. Halbuki oruç tutan olsun, tutmayan olsun, Ramazan’da her vakitkinden fazla yer, içer ve…

  • Nazım Hikmet’in “Kitâb-ı Mukaddes”şiiri, sansürsüz…

    Nazım Hikmet’in 15 Ocak 1927 tarihli Güneş mecmuasında Yakup Kadri Bey’in sunumuyla yayımlanan “Kitâb-ı Mukaddes” adlı Arap harfli Türkçe şiiri aşağıdadır: “Yakup Kadri Bey’in “Alp Dağlarından” gönderdiği mektuplarda kudret-i edebiyesinden bahsettiği genç şairlerden “Nazım Hikmet” Bey’in kendi tarzında yazılmış manzumelerinden birini şair hakkında okuyucularımıza fikir vermek için neşrediyoruz. Kitâb-ı Mukaddes Yaldızlı meşin kabıParçalanmış kitabı,Ay altında, dün gece,Deli bir derviş gibi,Mumu sönmüş, rahlesi yere devrilmiş gibi,Okudum saatlerce. Yaldızlı meşin kabınParçalanmış koynunda uyuklayan kitabınÇevirdikçe küf kokan her sarı yaprağını,Sandım ki eşiyorum bir mezar toprağını. İnce el yazıları canlandı birer birer,Masallarda çizilen yüzleri gösterdiler: İblis bir yılan oldu, Adem Havva’ya kandı,Kardeşini öldüren lanetli ruhu gördüm.Koca tahta bir gemi ummanlarda çalkalandı,Ufuklardan güvercin bekleyen Nuh’u…