• “Bir gün dükkânıma hayatımda gördüğüm zabitlerin en şıkı, en vakuru girdi…”

    Ünlü emektar kitapçı İbrahim Hilmi Bey 15 Kasım 1936 tarihli Akşam gazetesinde yayımlanan anılarında; Binbaşı Mustafa Kemal Bey’in kitabını nasıl yayımladığını şöyle anlatıyor: “Babıâli caddesinin en eski kitapçısı, 41 senelik tabi bay Hilmi kimlerin kitaplarını basmamıştır ki?.. Bay Hilmi anlatıyor: – Tabiliğe askeri kitapçılıkla başladım. Bir gün dükkânıma hayatımda gördüğüm zabitlerin en şıkı, en vakuru girdi. Şen, genç bir Binbaşı.. Bölük ve takımların talim ve terbiyesine dair çok dikkate değer bir eser yazmıştı. İnsana hürmet telkin eden bir sesle müsveddelerini verdi. Kitabı bastık. Son derece büyük bir rağbet kazandı. Bu genç vakur binbaşı kim di bilir misiniz? Atatürk… bir müddet sonra Selanik’ten gönderilen bir eserini daha basmak şerefine nail oldum.…

  • Muhafız Alayı Nasıl Kuruldu?

    Muhafız Alayı nasıl kuruldu? Muhafız Alayı ve Muhafızgücü’nü kuran İsmail Hakkı Tekçe anlatıyor..

    1 Haziran 1936’da Yarbay İsmail Hakkı Tekçe’nin törende yaptığı konuşma: Muhafız Alayı’nın onuncu, ve Muhafızgücü’nün on dördüncü yıl dönümü 1 Haziran 1936 tarihinde Ankara’da törenle kutlandı. Muhafız Alayı kumandanı Yarbay İsmail Hakkı Tekçe tören sırasında yaptığı konuşmada Muhafız Alayı ve Muhafızgücü’nün nasıl kurulduğunu şöyle anlattı: “- Arkadaşlar, Bugün Muhafız Alayı’nın Onuncu yıl dönümüdür. Bu büyük günü sonsuz bir sevinçle, ve bu sevinçten yaşaran gözlerle, inan dolu bir yürekle kutlarken göğsümüzü kabartan, başımızı bu önümüzdeki dalgalanan sancak gibi göklere erdiren, alayın şeref dolu tarihini iftiharla analım. Uzun seneler önce, Osmanlı orduları dört yıl süren çetin ve kahramanca bir boğuşmadan yorgun çıkmış, kötü şartlarla yapılan bir mütareke de silahlarını elinden almıştı. Asırlara şerefli…

  • Saruhan Mebusu Mehmet Yaşar Bey; Gazi’nin Numune Çiftliği’ni anlatıyor

    25 Mart 1926 tarihli Hakimiyet-i Milliye gazetesinde yayımlanan Arap harfli Türkçe haber: “Gazi Reisicumhurumuz Ankara Civarındaki Çiftliğinde – Çiftliğin Ziraat-ı Umumiye Şubesi” “13 Fordson traktörü, 5 Hanomag ve Stok motorlu pulluğu, 10 tohum eken makine, 10 Harvester ve 8 Kültivatörle şimdiye kadar 10.000 dönüm ziraat yapılmıştır. Yeni ziraatın bir örneği olan çiftlik, ziraatın genel dallarını içine alan; uygulamalı bir ziraat okuludur. Çiftlikte mevcut çok çeşitli ve birçok ziraat makinelerini işletenlerin ve ziraatın diğer şubelerinde çalışanların bir kısmı başlangıçta çiftliğe acemi olarak gelenlerdir. Bunlar zamanla çiftlikte ve makinelerde çalışmaları sayesinde deneyimlerini artıracaklar ve ileride diğer çiftlik sahiplerine de hizmetlere koşacaklardır. Çiftlik bugünkü vaziyetle bir çiftlik makinist okulu vazifesini de görüyor. Alınacak…

  • Gazi’nin maaşından Kurtdereli Pehlivan’a 1000 Lira…

    17 Kasım 1931 tarihli Hakimiyeti Milliye gazetesinin birinci sayfasında, manşet altında çıkan; “Gazi’den Kurtdereli’ye” başlıklı haber: “Gazi’den Kurtdereli’ye Büyük Reis Milli Şeref Borcunu Anlamış ve Ödemiş Olanları Her zaman Takdir Eder. Sırtı yere gelmemiş Türk pehlivanlarından Kurtdereli, Türkiye güreş şampiyonluğu hakemi olarak Ankara’ya gelmişti. Yaşı 65’i bulan pehlivan, hatıralarını anlatırken, güreşlerinde daima arkasında Türk milletini hissetmekte olduğunu ve onun şerefini düşünerek dövüştüğünü söylemişti. Kurtdereli’nin bu sözlerini işiten Reisicumhur Hz. pek mütehassis olmuş ve Kurtdereli pehlivana şu mektubu göndermiştir. “Kurtdereli Mehmet Pehlivan’a… “Seni, cihanda ün almış bir Türk pehlivanı olarak tanıdım. Parlak muvaffakiyetlerinin sırrını şu sözlerle izah ettiğini de öğrendim: ‘Ben, her güreşte, arkamda Türk milletinin bulunduğunu ve millet şerefini düşünürdüm…’…

  • Atatürk’ün Konyalı manevi anne ve babası: Hacı Hüseyin Ağa ve Hanımı

    Halk arasında Gazi Paşa’nın manevi anne ve babası olarak bilinen, Gazi’ye “oğlum” diye hitab eden Konyalı iki yaşlı Türk köylüsü hakkında basın arşivinden derlediğim bilgiler aşağıdadır. Konya, 6 Ocak, (hususi muhabirimizden) Gazi Paşa bugün saat iki buçukta Abditolulu Hacı Hüseyin Ağa’yı kabul etmiştir. Hacı Hüseyin Ağa Gazi Paşa’yı kendi evine davet etmiş, Paşa’da gününü tayin etmeyerek geleceğini vaat etmiştir. Hüseyin Ağa Paşa Hazretleriyle hasbıhalde: “İsmet Paşa’dan köylüye tohum ve öküz istedim, esirgemedi. Paşam sen de bir kanun yapılmasına sebep ol.” diye ricada bulunmuştur.” Vakit gazetesi, 8 Ocak 1925, sayfa: 2 “Konya, 11 Ocak (hususi muhabirimizden) Gazi Paşa hazretleri yarın birçok heyetleri kabul ettikten sonra Hacı Hüseyin Ağa’yı hanesinde ziyaret edecek…

  • Atatürk ve Psikoloji

    Atatürk ve Psikoloji

    İbrahim Alâettin Gövsa: “Atatürk ve Psikoloji” başlıklı yazısında Atatürk ile ilgili anısını şu cümlelerle anlatıyor: “Vefatından tam on sene evvel, 1928 Ekim ortalarında bir akşamdı. Sofra Büyükada’da Yat Kulübü’nün bahçesinde kurulmuştu. Gece yarısından sonra saat bir buçuk, iki vardı. Ben bahçenin bir köşesinde uzaktan onun durup dinlenmek bilmeyen neşeli ve sevimli hareketlerini hayranlıkla seyrediyordum. Bir aralık gözü bana ilişmiş olacak, işaret etti, yaklaştım. Sofrada karşısına tesadüf eden emrettiği yere oturdum. Kendine mahsus tatlı bir tevazuuyla iltifat ve ikram ettikten sonra bir müddet başkaları ile ve başka meselelerle meşgul oldu. Sonra bana döndü. Lâtife etmek ve sarmak için bir vesile hazırlamak istediğini hissediyordum. Cennetmekânın sohbetlerine daima tatlı bir çeşni karıştıran merhum…

  • Gazi Paşa Bursa camilerine 48 adet “Türkçe” Kuran’ı Kerim gönderiyor…

    6 Ekim 1925 tarihli Hakimiyet-i Milliye gazetesinin haberi: “Takdim olunan Türkçe Kuran-ı Kerim’den birini ayırmışlar, diğerlerinin camilere tevziat emri buyurmuşlardır.” “Bursa: 4 (A.A.) Reisicumhur Hazretleri kendilerine takdim olunan Türkçe Kuran-ı Kerim’den birini kendileri için alıkoyarak bir adedini Türk Ocağı’na hediye etmişler ve 48 nüshayı camilere tevzi edilmek (dağıtılmak) üzere Vali Bey’e tevdi buyurmuşlardır. Vali Bey Kuran-ı Kerimlerin tevdi edileceği, cami ismini kayıt ve Gazi Paşa Hazretleri’ne imza ettirdikten sonra tevzi edecektir.” Kaynak: Hakimiyet-i Milliye gazetesi, 6 Ekim 1925, Sayfa: 1.

  • “Kızılay” adını Atatürk verdi…

    “Kızılay; Atatürk “Hilaliahmer’e” bu adı koydu.” Başlıklı, 29 Nisan 1935 tarihli, Ulus gazetesinin haberi: “Bay Refik Saydam (Sağlık Bakanı) kurumun (Hilaliahmer’in) adının değiştirilmesi için bir takrir olduğunu, bunda kuruma Türk ulusunun öz diline uygun bir ad bulunması rica edildiğini ve Ulu Önder Atatürk’ün kuruma bir ilgi eseri olarak (Kızılay) adını verdiğini söyledi ve yeni isim alkışlar arasında kabul edildi.” Kaynak: Ulus gazetesi, 29 Nisan 1935, Sayfa: 1-3.

  • “Mustafa Kemal’in Tayyareleri”

    Milli Mücadele’nin en zor zamanları hiç şüphesiz 1920 yılının bahar ve yaz aylarıydı. Anadolu’da düşman işgalinin hızla devam ettiği bir tarihte, 8 Temmuz 1920’de Yunan ordusunun Bursa’yı işgali etmesinden sadece birkaç gün sonrasıydı. Daily Telegraph kaynaklı İleri gazetesinde “Mustafa Kemal’in Tayyareleri” başlıklı bir haber yayımlandı. (Söz konusu haber tarih kitaplarına henüz geçmemiş olup; ilk kez bu sayfada yayımlanıyor) Haberin çıktığı bu tarih; düzenli ordularımızın ve özellikle Türk hava filosunun henüz kurulma aşamasında olduğu çok erken bir tarihtir. Milli Mücadele tarihimizde Türk hava filosunun varlığına ait bulabildiğim ilk faaliyetlerden biri bu haberdir. Haberin sonunda Mustafa Kemal için; “her şeyi düşünmüş, yalnız Yunan taarruzundan başka” deniyor. Oysa Mustafa Kemal Yunan taarruzunu da…

  • Gazi Paşa Fenerbahçe maçını izliyor…

    Gazi Paşa Fenerbahçe maçını izlerken: Paylaştığım fotoğrafta Gazi Paşa acaba nereye bakıyor, ne izliyor ve ne düşünüyor diye hep merak ederdim. Gazi Paşamız meğerse Fenerbahçe maçını izliyormuş. Araştırma yaparken fotoğrafa Osmanlıca alt yazılı olarak bir gazetede rastladım. Fotoğraf Akşam gazetesi özel fotoğrafçısı tarafından çekilmiş. 4 Ekim 1925 tarihli Akşam gazetesinin birinci sayfasında yayımlanmış. Türk spor ve futbol tarihimiz için olduğu gibi, Fenerbahçe Futbol Kulübü tarihi için de çok önemli ve anlamlı şu güzel fotoğraf; ne yazık ki bunca yıldır yayımlanan spor tarihi kitaplarında yer almamıştır. Oysa hem spor tarihimizle ilgili mekanlarda ve hem de Fenerbahçe Futbol Takımı müzesinde sergilenmesi gereken çok değerli bir fotoğraf karesidir. Gazi Paşa’nın şerefine düzenlenen Fenerbahçe…